TARIM HERŞEYDİR


 

TARIM HERŞEYDİR

Üretim, bağımsızlığın en sessiz manifestosudur.

Bir ülkenin kaderi, toprağıyla kurduğu ilişki kadar güçlüdür. Tarih boyunca hiçbir medeniyet, tarımsal bağımsızlığını yitirdikten sonra ayakta kalamamıştır. Tarım, sadece karın doyurmak değil; bir kültürü, bir inancı, bir geleceği beslemektir. Toprağa hükmeden, aslında kendi geleceğine hükmeder. Bugün gıdaya erişim, enerjiye erişim kadar stratejik hale gelmiş durumda. Savaşlar artık cephelerde değil, tarlalarda; mühimmat değil, tohum üretiliyor. Kim üretimi yönetiyorsa, yarını o yazıyor.

Ancak modern çağ, üretimi görünmez kıldı. Şehirleşmenin hızla artması, çiftçinin toplumdaki rolünü geriye itti. Tarım, gelişmişlik göstergesi olmaktan çıkarılıp geri kalmışlık sembolüne dönüştürüldü. Oysa her teknoloji, her sanayi, her ekonomi tarımdan doğmuştur. Tohum olmadan kimya olmaz, toprak olmadan sanayi, su olmadan teknoloji olmaz. Tarım, tüm bu sistemlerin görünmeyen omurgasıdır. Bu nedenle, tarımı ihmal eden toplum, geleceğini başkalarına kiralamış olur.

Bugün yeniden anlamamız gereken şey şudur: tarım, sadece üretim değil, varoluşun altyapısıdır. Tarımsal üretim, ekonomik istikrarın, sosyal huzurun, ulusal güvenliğin ve kültürel sürekliliğin temeli haline gelmiştir. Her ülke, kendi gıda güvenliğini sağladığı ölçüde bağımsızdır. Bu yüzden toprağa yapılan her yatırım, aslında bağımsızlığa yapılan en derin yatırımdır.

Ve artık bir gerçeği yüksek sesle söylemenin zamanı geldi: Tarım, bir sektör değil, bir sistemdir.
Bir tohumun filizlenmesi, sadece bitkinin değil, bir milletin yeniden doğuşudur.
Bu yüzden biz söylüyoruz: TARIM HERŞEYDİR. Çünkü üretim, bir milletin en sessiz ama en güçlü manifestosudur.

Yorum Gönder

0 Yorumlar