EKO-DİPLOMASİ: YEŞİL DİLİN KÜRESEL POLİTİKADAKİ YÜKSELİŞİ

 

EKO-DİPLOMASİ: YEŞİL DİLİN KÜRESEL POLİTİKADAKİ YÜKSELİŞİ

İklim, çevre ve tarım; yeni yumuşak güç araçlarıdır.

 

Yeni yüzyılın diplomasi dili artık tankların, orduların veya ticaretin dili değil, doğanın dili oldu. Küresel güç dengeleri, enerji ve güvenlikten çok iklim politikaları üzerinden yeniden şekilleniyor. Bir ülkenin çevreye yaklaşımı, artık onun dış politika imajının da belirleyicisi haline geldi.

Eko-diplomasi, doğayı koruma söylemini stratejik bir etki aracına dönüştürerek, uluslararası ilişkilerde yeni bir paradigma yarattı. Artık “yeşil” olmak sadece bir etik tercih değil, jeopolitik bir stratejidir. Karbon salımı, su yönetimi, tarımsal dönüşüm ve yenilenebilir enerji gibi başlıklar, devletlerin “yumuşak güç” unsurları haline gelmiştir.

Eko-diplomasi, küresel sistemin yeni ortak dili olarak yükseliyor.

 

Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne, COP Zirveleri’nden bölgesel ticaret anlaşmalarına kadar her platformda, ülkeler artık çevre duyarlılığıyla rekabet ediyor. İklim eylemi, artık diplomatik prestijin ölçüsüne dönüşmüş durumda. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya, bu yeni dönemde büyük bir avantaja sahip. Çünkü Anadolu hem biyoçeşitliliğin kalbi hem de tarımsal diplomasinin doğal merkezidir. Eko-diplomasi, tarım diplomasisiyle birleştiğinde, ülkelerin sadece doğayı değil, küresel ilişkileri de yeşillendiren bir güç haline gelir.
Bu nedenle çevre yatırımları, yalnız bir kalkınma hedefi değil, uluslararası itibarın da teminatıdır.

Ancak bu yeni diplomasi biçiminin en tehlikeli yönü, yeşil söylemin güç politikalarına alet edilmesidir. Bazı ülkeler iklimi koruma bahanesiyle yeni ticari bariyerler kurarken, gelişmekte olan ülkeler için yeşil dönüşüm bir fırsat değil, maliyet haline gelebiliyor.
Eko-diplomasi, samimiyetle yürütülmezse, yeni bir küresel eşitsizlik rejiminin parçasına dönüşebilir. Bu nedenle eko-diplomasi, vicdanla bilimin, çevreyle ekonominin denge politikası olmalıdır.

Geleceğin diplomasisi, doğayla barışan devletlerin diplomasisidir.

 

Artık güçlü olan, doğayı sömüren değil, onu koruyarak yöneten ülkedir. Çünkü yeşil dil, sadece çevrenin değil, insanlığın da kurtuluş cümlesidir.


Yorum Gönder

0 Yorumlar