YENİ BESLENME BİYOPOLİTİĞİ: SAĞLIK ÜZERİNDEN YÖNETİLEN TOPLUMLAR

YENİ BESLENME BİYOPOLİTİĞİ
“Sağlık Üzerinden Yönetilen Toplumlar”

İnsanlık, artık sadece ne yediğiyle değil, nasıl yönlendirildiğiyle tanımlanıyor. Modern çağın en görünmez iktidar biçimi, beslenme politikaları üzerinden inşa ediliyor. Bir zamanlar devletler sınırları korurdu, şimdi bireylerin kalori sınırları, protein dengesi ve tüketim alışkanlıkları yönetiliyor.

Diyetler, artık bireysel tercihler değil, küresel stratejilerin parçası.

Görünürde sağlık, refah ve uzun ömür vaadi var. Ancak perde arkasında, beslenme alışkanlıklarıyla davranış kontrolü uygulanıyor. Küresel gıda endüstrisi, sağlık otoriteleri ve teknoloji devleri, ortak bir ağ kurdu. Biyo-politik düzen.

 

Akıllı saatler, beslenme uygulamaları, genetik diyet testleri… Hepsi birer “iyilik” aracı gibi sunulsa da gerçekte veri tabanlı denetim sistemleri oluşturuyor. Artık bireyin tabağı, bir veri kaynağı, her lokma, bir politik karardır. Ulusların gıda tercihleri, jeopolitik kimlik haline geldi. Bir ülke vegan politikalarla çevre dostu görünürken, diğeri et üretimiyle enerji üstünlüğü kuruyor. Küresel kurumlar “sağlıklı toplum” hedefiyle, tüketim biçimlerini yöneten ideolojik programlar yayıyor. Böylece sağlık, yeni bir itaat biçimi haline geliyor.

Yeni beslenme biyopolitiği, sadece sofrayı değil, beyni de yönetiyor.

 

Diyet tavsiyeleri, artık ekonomik sistemlerin sürdürülebilirliğiyle eşzamanlı tasarlanıyor. “Az ye, sağlıklı yaşa” sloganı, aslında “az tüket, sistemle uyumlu kal” mesajına dönüşüyor. Gıda endüstrisinin etik söylemi, davranış mühendisliğinin aracı haline geliyor.

Sağlık, artık bireyin değil, sistemin tanımladığı bir kavram. Toplumlar, “sağlıklı olmak” uğruna özgür iradelerini teslim ediyor. Her yeni diyet, her yeni gıda trendi, aslında küresel davranış ekonomisinin bir senaryosu.

Gerçek özgürlük, yeme özgürlüğü değil, düşünmeden yönetilmeme özgürlüğüdür. Çünkü bugünün en sessiz sömürgesi, artık sofralarımızdadır.

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar