YENİ KÜRESEL FEODALİZM: KİRALIK ÜLKELER ÇAĞI


 

YENİ KÜRESEL FEODALİZM
“Kiralık Ülkeler Çağı”

Dünya haritası artık sınırlarla değil, kira sözleşmeleriyle yeniden çiziliyor. Toprak, yalnızca çiftçinin değil, küresel şirketlerin yeni mülkü haline geldi. Eskiden devletlerin savaşla ele geçirdiği topraklar, şimdi sözleşmelerle devrediliyor. Afrika’nın, Asya’nın, Latin Amerika’nın geniş arazileri, uluslararası fonların, gıda devlerinin ve enerji kartellerinin sessiz mülkiyetine dönüşüyor. Bu, toprağın değil, egemenliğin kiralanmasıdır. Artık ülkeler kendi topraklarında “misafir üreticiler” konumuna düşüyor.

Yeni küresel feodalizm, kapitalizmin en rafine evresidir. Eskinin lordları kılıç taşırdı, yeniler “yatırım anlaşmaları” taşır. Bir ülke, borcunu ödeyemediğinde topraklarını uzun vadeli kiralamalarla teminat gösteriyor, su kaynakları, ekilebilir araziler ve tarım hakkı, “kalkınma” bahanesiyle devrediliyor. Böylece ekonomik yardım, aslında toprak transferine dönüşüyor. Tarımsal üretim, ulusal egemenlikten çıkıp şirketlerin stratejik yönetim planına dâhil ediliyor.

Bu sistemde çiftçi, kendi toprağında işçi; devlet, kendi ülkesinde taşeron haline gelir. Gıda güvenliği, toprak sahipliğine değil, kontrat sürelerine bağlıdır. Kiralık topraklarda üretilen gıda, yerel halkın değil, ihracat sözleşmesinin mülkiyetindedir. Bir ülkenin halkı açken, o ülkenin toprakları yabancı rafları dolduruyorsa, orada artık tarımdan değil, sömürünün modern biçiminden söz ederiz.

Yeni feodal düzenin araçları tank değil, finansal algoritmalardır. Dünya Bankası verileri, yatırım fonları, karbon kredileri, “yeşil kalkınma” projeleriyle maskelenmiş yeni kolonizasyon biçimidir bu. Uluslararası şirketler, “gıda üretimi” bahanesiyle ülkelerin en stratejik kaynaklarını kontrol altına alıyor: tohum, su, veri ve üretim zinciri. Bu zincir kırıldığında ise ulusların bağımsızlığı da çözülüyor.

Gerçek kurtuluş, toprağın yeniden halkın mülkiyetine dönmesidir. Ülkeler, kendi çiftçilerini desteklemedikçe, kendi üretim altyapılarını korumadıkça, bu yeni feodal düzende sadece figüran olurlar. Çünkü artık egemenlik, orduyla değil, üretim hakkıyla savunulur.

Toprağı korumak, yalnızca tarımı değil, geleceği korumaktır.

Yeni çağın sloganı açık: Kimin toprağı varsa, onun geleceği vardır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar