KÂĞIT ÜSTÜ POLİTİKALAR, BOŞ KALAN TARLALAR


 KÂĞIT ÜSTÜ POLİTİKALAR, BOŞ KALAN TARLALAR

Plan olmayan yerde üretim değil, tesadüf vardır.

Tarım, masa başında değil, tarlanın nabzında planlanır. Ancak bugün birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de tarımsal politikalar, kâğıt üzerinde hazırlanıp raflarda unutulan strateji belgelerine dönüşmüş durumda. Planlama, yalnızca yazılı bir doküman değil, üretilen bilginin sahaya taşındığı bir eylem kültürüdür. Eğer kâğıt kalem arasında sıkışan politikalar üreticiye ulaşmıyorsa, tarlalar da birer sessizliğe dönüşür.

Boş kalan her tarla, aslında planlamanın eksikliğine tutulmuş bir aynadır. Çünkü üretim, yalnızca desteklerle değil, yönlendirme ve koordinasyonla büyür. Hangi bölgede hangi ürünün, hangi iklim koşulunda, hangi teknolojiyle üretileceği belirlenmeden yapılan her yatırım, geleceğin israfıdır. Bugün Türkiye’nin birçok bölgesinde suyu olmayan yerde mısır, pazar bulamayan yerde nar üretiliyorsa, sorun üreticiden değil, planlama vizyonunun yetersizliğindendir.

Tarım, doğa kadar matematik ister. Verimlilik, öngörüyle başlar. Bir ülke, gıda güvenliğini tesadüflere bıraktığında, kendi sofrasını da küresel piyasanın insafına teslim eder. Oysa üretim, veriye dayalı stratejiler, iklim uyumlu planlamalar ve bölgesel uzmanlık ağları ile güçlenir. Kâğıt üzerindeki plan, sahada uygulanmadığı sürece yalnızca bir metindir, ama uygulamaya geçtiğinde, ulusal refahın haritasına dönüşür.

Her boş kalan tarla, aslında bir yönetim boşluğunun ürünüdür. Toprak, sadece bereket değil, aynı zamanda disiplin ister. Eğer üretim kaderine bırakılıyorsa, ülkenin geleceği de rastlantıya teslim ediliyor demektir.

Plan, üretimin vicdanıdır. Ve vicdan sustuğunda, toprak da sessizleşir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar