ZİRAİ BİLİNÇ

 


ZİRAİ BİLİNÇ

Tarlada toprakla kurulan ilişki, şehirdeki kültürü belirler.

Bir toplumun zihinsel yapısı, toprağıyla kurduğu ilişki biçiminde gizlidir. Tarlada üretim yapan elin bilinci, şehirde karar veren aklı şekillendirir. Bu yüzden kültür, aslında bir üretim biçiminin estetik ifadesidir. Üretim biçimi değiştiğinde, ahlak, sanat, siyaset ve hatta inanç biçimi de dönüşür. Zirai bilinç, insanın doğayı sadece kullanmakla değil, anlamakla kurduğu ilişkidir.

Toprak, insana yalnızca besin değil, ölçü, sabır ve anlam kazandırır. Çünkü toprağa emek veren, zamana hükmetmeyi değil, zamana eşlik etmeyi öğrenir. Bu bilinç, tarladan kente taşındığında medeniyet ortaya çıkar. Şehir, üretimin aynadaki yansımasıdır. Tarlasında adaleti olmayan toplumun adliyesi, adalet dağıtamaz. Köküyle bağ kuramayan zihin, fikirde derinleşemez.

Zirai bilinç, teknolojinin zıddı değil, temelidir. Çünkü teknoloji, üretim biçiminin uzantısıdır. Tarımsal zihin, sadece ne ürettiğini değil, nasıl ve neden ürettiğini sorgular. Bu sorgulama, modern bilincin en erken biçimidir. Tohumun toprağa düşmesi, sadece bir bitkinin değil, insan düşüncesinin ilk laboratuvarıdır.

Bugün insanlık, doğayı unuttukça kendi bilincini de kaybediyor. Şehirlerin gürültüsü içinde, tarlanın sessiz öğretisini duyamaz hale geldik. Oysa gerçek ilerleme, teknolojinin hızıyla değil, bilincin kökleriyle ölçülür. Bir ülke, üreticisinin bilincini ne kadar diri tutabiliyorsa, geleceğini o kadar sağlam inşa eder.

Zirai bilinç, sadece bir tarım kavramı değil, medeniyetin ahlaki pusulasıdır. Toprakla kurulan ilişki bozulduğunda, toplumun tüm kurumları da yavaş yavaş çözülür. Bu nedenle üretim, sadece ekonomik bir faaliyet değil, kültürel bir sorumluluktur.

Çünkü şehir, tarlanın aynasıdır, toprakta adalet yoksa, kentte huzur olmaz.


Yorum Gönder

0 Yorumlar